Bozcaada Hakkında

Bozcaada Hakkında

voza voza 12 Nisan 2022 0 Comments bozcaada

“İnsan kalabalığının henüz bastırmadığı, havaların sıcaktan bayıltmadığı haziran ayı veya rüzgarların dindiği, kalabalığın çekildiği, denizin ısındığı eylül aylarında Bozcaada’da olmak çok daha keyifli olacaktır düşüncesiyle çıkarım ben her yaz bu adanın yollarına… Sizlere de aynısını önererek başlamak isterim Bozcaada yazıma…”

Eylül ayında yapılan Bağ Bozumu festivalleri de ayrı güzellik katıyor Bozcaada’ya.

Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale Boğazı’nın hemen girişinde yer alan ve Türkiye’nin üçüncü büyük adası olan Bozcaada’nın büyük kısmı bağlarla kaplı.

Az miktarda tahıl, baklagiller ve meyve yetiştiriliyor. Yüz ölçümü 40 km² olan bu sevimli adanın anakaraya uzaklığı sadece 6 km. Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada’nın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor.

Pelasglar, Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar bu süreçte adaya hakim olan milletler.

Balıkçılık, adanın önemli geçim kaynağı. Balık göç yollarının üzerinde olması denizini bereketli kılmış. Konumu itibariyle de hem Karadeniz hem Marmara hem de Ege balıklarını bulmak mümkün. Sinarit, mercan, karagöz, uskumru, sardalya, çipura, levrek, kupa, sarpa adaya özgü balıklar. Buranın kalamarı ve ahtapotu da bir başka lezzetli oluyor. Ne de olsa denizi çok temiz!

Bozcaada’nın bulunduğu coğrafyadan farklı, kendine özgü bir iklim yapısı var. Akdeniz iklimine sahip olmakla beraber boğazın tam çıkışında yer alması nedeniyle kuzey rüzgarlarını bolca alıyor. Bu durum nem oranının düşük olmasına ve böylece iyi üzüm yetişmesine olanak sağlıyor.

Feribotun yanaştığı yer ilçe merkezi oluyor, aynı zamanda adanın tek toplu yerleşim yeri. Eski mimari dokusu korumuş olan Bozcaada’nın merkezi zamanında kasabanın ortasından geçen bir dere ile Rum ve Türk Mahallesi olarak ikiye ayrılmış. Doğal olarak kendi kültürlerinden gelen mimari özellikleri barındırıyorlar. Artık böyle bir ayırım yok ama mimari farklarından hangi mahallede olduğunuzu anlamak mümkün. Türk mahallesi, tek katlı taş ve iki katlı cumbalı evlerden, kıvrımlı sokaklardan ve ufak meydanlardan oluşuyor. Rum mahallesi 1900’lü yılların başında geçirdiği büyük bir yangından sonra

Amerika’dan gelen bir mimar tarafından tekrar planlanmış. Mahalle, antik kentlerin birçoğunda kullanılmış olan ızgara plana göre, birbirini dik kesen ve hemen hemen aynı genişlikteki sokaklarıyla yeniden kurulmuş. Rum Mahallesi bakımlı evleri ve sokakları ile daha dikkat çekici duruyor. Sokakların birbirini dik kesmesi düzenli bir hava veriyor. Mahallenin tam ortasında bir kilise ve saat kulesi yer alıyor. Ada sokaklarını bir saat içinde yürüyerek gezmeniz mümkün. Ama bir kere dolaşmak yetmiyor, her seferinde yeni bir ayrıntı yakalanıyor.

Merkez dışında herhangi bir toplu yerleşim yeri bulunmuyor. Yapı olarak sadece bağlar arasına kurulmuş taştan yapılma bağ evlerine rastlanıyor.

Bozcaada’da nerede denize girilir?

Bozcaada’nın en çekici yanlarından biri tertemiz berrak denizi, bakir koyları ve kuytu plajları. İnsanı şaşırtacak güzellikteki irili ufaklı koyların çoğu denize girmek için uygun. Adada yaz dönemi, kuzeyden esen poyraz sayesinde bunaltıcı geçmiyor. Eylül-ekim ayları deniz suyu sıcaklığının en yüksek olduğu dönem. Rüzgarın hafiflemesi ve plajlardaki kalabalığın çekilmesi sayesinde denizin keyfine doyum olmuyor.

Ünlü Ayazma Plajı altın rengi, incecik kumu ve pırıl pırıl turkuvaz denizi ile oldukça etkileyici. Akvaryum Plajı gerçekten harika. Bunun dışında da çok sayıda kumsallar var. Habbele, İğdelik, Sulubahçe, Ayana, Tuzburnu, Tuzlubahçe, Akdere ve Tekirbahçe koyları da denize girmek için ideal yerlerden.

Denize gitmeden önce rüzgarın poyraz mı yoksa lodos mu estiği bilmeniz gerekiyor çünkü adada denize girilecek yeri rüzgarın yönü belirliyor. Kuzeyden esiyorsa (poyraz) güneye, güneyden esiyorsa (lodos) kuzeye yönelmek gerekiyor. Rüzgar olmadığında adadaki tüm koylarda deniz çarşaf gibi oluyor. Genelde adada poyraz esiyor bu durumda güneydeki koylar dalgasız ve sakin oluyor.

Eğer lodos esiyorsa adanın doğu ve kuzeydeki koyları sakin oluyor. Yani endişeye yer yok, en rüzgarlı havada bile denize girebileceğiniz sakin bir koy bulabiliyorsunuz. Ayrıca yazın ada ne kadar kalabalık olursa olsun denize girilecek tenha koylar bulabiliyorsunuz.

Koylara Ulaşım:

Adada aracınız olursa çok rahat edersiniz ama yoksa da üzülmeyin bisiklete binmek veya minibüslerle ulaşmak da diğer alternatifler.

Ayazma Plajı, Habbele Plajı ve Sulubahçe’ye merkezden 15 dakikada bir kalkan minibüslerle ulaşmak mümkün. Akvaryum Plajına da belirli saatlerde yine merkezden minibüsler kalkıyor.

Bozcaada Kargaları

Bozcada’nın kargaları da bildiklerinizden çok farklı. Kargalar içinde en küçük ve en tiz sesli olan, beyaz gözleri ve gri ensesi ile dikkat çeken bir cins. Ada halkı bu zeki hayvanlarla içli dışlı yaşıyor. Çay bahçesinde otururken masanıza konacak kadar cesurlar ya da adalı bir şarap markasına ismini verecek kadar ilham verici…

Her gün gün batımına doğru grup halinde toplanan kargalar dans eder gibi uçmaya başlıyorlar. Toplu halde bir çatıdan diğerine; kale surlarından, Atatürk Anıtı’na süzülüyorlar.

Bozcaada’da yapılacaklar

Bozcaada merkezi halk arasında Türk ve Rum mahallesi olarak ikiye ayrılıyor. Özellikle Rum mahallesi çok şirin evler, adaya özgü kafeler ve restoranlarla dolu. Adanın nostaljik havasını derinden hissettiren merkezdeki bu sanat kokan sokaklarda yürüyün.

Adayı en güzel anlatan Bozcaada Müzesi’ni gezin. Bildiğimiz o soğuk müzelerden değil, renkli ve gezmesi keyifli.

Tertemiz berrak sularında yüzün, dolunay olduğunda Göztepe’ye çıkın, bir tarafta güneş batarken bir tarafta ayın doğuşunu seyredin.

Adaya yanaşırken sizi tüm ihtişamıyla selamlayan Bozcaada Kalesi’ni gezin, kalenin en üstteki surlara çıkıp manzaranın keyfini çıkarın.

En meşhur koylarından Ayazma ve Akvaryum’da tertemiz sularda yüzün. İrili ufaklı pek çok tenha koya sahip, tek başınıza bir koy kapatmışçasına yüzebileceğiniz yerleri keşfedin.

Adanın en büyülü yerlerinden olan Ayazma manastırında yaşlı çınar ağaçlarının altında püfür püfür esen bir restoran var. Orada keyif yapın.

Amadeus şarap fabrikasının bahçesindeki Mozart Kafe, merkez dışında akşamları takılabileceğiniz hoş bir mekan. İlginizi çekiyorsan cam, seramik atölyesine veya şarap derslerine katılın.

Adanın en güzel kahvecileri Coffee Shelter ve benim favori mekanım Kahverengi Roastery’nin kendi kavurdukları kahvelerden için. Kahverengi’nin hemen bitişiğindeki Madam Niça’da takılın!

Veli Dede fırınının meşhur Polonyalı Keki’nden yiyin.

Muhteşem manzarasıyla büyüleneceğiniz Salhane Bar’da gece bir şeyler için, bazen konserler oluyor, onları kaçırmayın.

Adanın en iyi tostlarını yapan Biz bize Kafe’de bir şeyler atıştırın.

Rum Mahallesi’nde yer alan birbirinden güzel meyhane ve restoranlarda adaya özgü mezeleri ve balıkları yiyin. Nevreste, Battı Balık ve Alibaba çok güzel seçenekler olacaktır.

Adanın kalbi Çınaraltı’nda geleni geçeni izleyerek kahvenizi içmeyi sakın ihmal etmeyin…

Plajda eğlenceli su sporları yapın. Bisiklet, motor kiralayıp adayı gezin. Sanat galerilerine göz atın, Rengigül çok güzel oluyor mesela.

Adanın batı burnunda bulunan Polente Deniz Feneri ve rüzgar gülleri gün batımında harika bir görüntü sergiler. Burada muhakkak gün batımını izleyin. Yanınıza da yiyecek bir şeyler ve bir şişe şarabınızı alın.

Türkiye’nin tek bağ yolu Bozcaada’da bulunuyor. Adada yetiştirilen tüm üzümleri görebileceğiniz, Sulubahçe mevkiinde taraça düzeninde, geleneksel ve modern yöntemlerle yapılmış bağların bulunduğu, denizi doğayı ve üzümü birleştiren bu 1 km’lik keyifli yolda yürüyün.

Adanın ünlü duvar resimlerinin yaratıcısı ressam Cemil Onay’ın resimlerini, heykellerini ve eserlerini Rum mahallesindeki atölyesinde görün.

Özgün, orijinal işler satın almak isterseniz Rum mahallesinde Bozcaada’lı seramik sanatçılarının yerlerine uğrayın: Noah ve Sayfiye Dükkan, Nadire Dükkan’a bir göz atın.

Bozcaada’da görülecek tarihi yerler:   

Bozcaada Kalesi, Rüzgar Gülleri, Bozcaada Müzesi, Göztepe, Ayazma Plajı, Ayazma Manastırı, Sanat Galerileri, Bozcaada Sokakları.

Bozcaada Kalesi

Feribotla adaya yaklaşırken ilk olarak heybetli Bozcaada kalesi size “Hoş geldin” diyor. Başında yüzyıllardır esen poyrazı, tepesinde dolaşan adaya özgü kargaları ve dimdik gururlu duruşuyla insanı etkisi altına alıyor. Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi’nin ihtişamı aslında adanın zengin geçmişini yansıtıyor. Boğazın hemen çıkışında olması ve anakaraya yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca istilaya açık bir yer olmuş Bozcaada. (10.00 – 20.00 saatleri arasında ziyarete açık)

Bozcaada Ayazma Manastırı

Yunanca “hagiasme” kelimesinden gelen Ayazma, kutsal su anlamına geliyor. Türkiye’nin birçok bölgesinde doğal su kaynaklarının olduğu yerlere bu isim veriliyor. Bozcaada’nın ayazması adanın güney kısmında yer alıyor. Burada çift oluklu tarihi bir çeşme, 8 yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve 2 tane tek katlı yapı bulunuyor.

Ayazma’daki Rum Ortodoks cemaate ait manastır, Rum azize Aya Paraskevi adına yapılmış ve onun adını taşıyor. Sadece İstanbul’da bu azize adına kurulmuş 5 kilise bulunuyor. 1734 yılında Manolaki Manolidis tarafından yapılan manastır, sadece özel günlerde ibadete açılıyor.

Koca çınar ağaçlarının oluşturduğu gölgelik alanı ve sürekli akan çeşmesi ile piknik yapanların tercih ettiği yerlerden biri Ayazma. Buradaki çeşmeden bir kez su içenin artık adalı olacağına dair bir efsane var. Şimdi güzel bir restoran da yapmışlar oraya. Keyifle oturabilirsiniz.

Bozcaada Göztepe

Adanın en yüksek noktası (192 mt.) olan Göztepe’ye çıkmak, denizin ortasındaki büyük bir geminin kaptan köşküne çıkmak gibi. Buradan adadaki bütün yükseltileri, düzlükleri, bağları, çamlıkları, evleri, rüzgar güllerini ve etrafındaki küçük adacıkları görmek mümkün. Puslu olmayan havalarda, Gökçeaada ve onun arkasında yükselen Semadirek Adası, Çanakkale Boğazı ve Midilli Adası da rahatlıkla seçiliyor.

Göztepe’ye merkezden yürüyerek yarım saatte ulaşmak mümkün. Tepeye çıkan yol, gökyüzüne tırmanan sarmal bir merdiven hissi veriyor. Manzarası çok güzel.

Bozcaada Müzesi

Bozcaada Müzesi alıştığımız soğuk görünümlü müzelerden değil. Eserlerin zevkli sunumu ve ilgi çekici açıklamaları ile gezmesi keyifli bir müze.

Adanın geçmişini ortaya koyan müze, tamamen bireysel girişimlerle kurulmuş. M.Hakan Gürüney’in araştırmacı kişiliği ve Bozcaada’ya olan sevgisi bir araya gelince ortaya alışılmışın dışında bir müze çıkmış. Gürüney, bu küçük adanın son derece ilginç ve zengin bir tarihi olduğunu öğrendiğinden beri adayla ilgili kültür varlıklarını toplamaya adamış kendini. Kendi deyimiyle Bozcaada’nın belleğini oluşturuyor bu müzede.

Müze mağazasından kitap, katalog, kartpostal, antik dönem replika Tenedos sikkelerinden yapılmış kolye, küpe, yüzük, seramik kupalar gibi adayla ilgili hatıralık eşyalar alabilirsiniz.

Bozcaada Müzesi, 2013 yılında “Yunan kültürünü, Yunanistan’ın dışında da en iyi şekilde tanıtarak, iki halk arasında barış kültürünün yayılmasını sağladığı” gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü UNESCO’dan ödül aldı.

Bozcaada Müzesi’nde görebilecekleriniz: 

-Eski Bozcaada fotoğrafları, Osmanlı döneminden kalma obje ve evraklar -Çanakkale Savaşı’nda üs olarak kullanılan Bozcaada’da yabancı ülkelerin bıraktığı her türlü malzeme ve belgeler

-Bozcaadalı Rum ve Türklerin evlerinde ve iş yerlerinde kullandıkları eşyalar ve hikayeleri

-1925-1965 yılları arası Bozcaadalı esnaflara ait canlandırma köşeleri (doktor, marangoz, duvarcı, terzi, ayakkabıcı, demirci, fıçıcı, küfeci, meyhane, kahveci), -Denizciler, kaptanlar, süngercilere yönelik objeler, hikayeler, fotoğraflar

Bağcılık ve şarapçılıkta kullanılmış çeşitli aletler, belgeler, etiketler, eski ada şaraplarından oluşan şarap mahzeni yer alıyor.

Bozcaada Rüzgar Gülleri

İzleyebileceğiniz en güzel gün batımı için şarabınızı yada piknik sepetinizi alıp Batı Burnu’nu ziyaret edin.

Yaz dönemi boyunca her gün gün batımı saatine doğru merkezden kalkan minibüsler tüm adayı dolaştırdıktan sonra burada güneş batana kadar mola veriyor. Kendi aracı olmayanlar bu fırsatı kaçırmamalı.

Meryem Ana Kilisesi 

Bozcaada’daki Rum Ortodoks cemaate ait, ibadete açık olan tek kilisedir. Rum Mahallesinin tam ortasına konumlanmıştır. Giriş kapısında 1869 tarihi okunan kilisenin, ilk yapılış tarihinin Venedikliler zamanına kadar uzandığı düşünülüyor. Kilisenin içini görmek için tek fırsatınız Pazar sabahları 8‘de yapılan ayindir. Onun dışında ziyarete kapalıdır.

Alaybey Camii

Çocuk parkı karşısında, kırmızı kesme taştan yapılmış olan Alaybey Camii’nin 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin avlusunda ufak bir mezarlık bulunmaktadır. Burada 14 tane mezar vardır. Bunlardan biri Osmanlı’da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa’ya aittir. İbadete açıktır. 1. veya 18. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen Alaybey Hamamı 1960’lara kadar çalışmış, 40 yıldır kullanılmamaktadır.

Bozcaada Köprülü Hamamı

Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yapılan Köprülü Mehmet Paşa Camii’nin (Yalı Camii) yakınında “çifte hamam” tarzında yaptırılmış Bozcaada Köprülü Hamamı olan yaklaşık 70 yıldır çalışmamakta ve uzun zamandır şarap mahzeni olarak kullanılmaktadır.

Sadrazam Öküz Mehmed Paşa’nın Bozcaada’da yaptırdığı çeşmelerin en önemlisi olan Namazgah Çeşmesi kesme tüf ve moloz taşla örülmüş kare planda, sarnıçlı bir çeşmedir. Kitabesinde 1703 tarihi görülmektedir.

Yel Değirmenleri:

Eski fotoğraflarda ve gravürlerde adanın karşılıklı tepelerinde birçok yel değirmeni görülür ama şimdi sadece iki tanesinin kalıntıları duruyor. Bir tanesi Yeni Kale tepesindeki kale kalıntısının hemen aşağısında , diğeri ise jandarmanın bulunduğu tepede.

Aburga Ahmet Dede Türbesi

Feribotla limana yaklaşırken sol tarafta fark edeceğiniz Aburga Ahmet Dede Türbesi’nin içinde 10 mezarlık bulunuyor. Rivayete göre denizci olan Aburga Dede’nin türbesinde denizciler dua eder, adak adarlarmış.

Bozcaada’da ne yenir?

Ağırlıklı olarak Ege mutfağının izlerini taşıyor olsa da 500 yıldır bir arada yaşayan Rum ve Türk halkının kaynaşması Bozcaada’nın mutfak kültürünü zenginleştirmiş. 

Deniz ürünleri kadar çevre bölgelerde yetişen iyi hayvanlar sayesinde kırmızı et konusunda da iddialılar. Bahara girişle birlikte kuzu ve oğlak eti ada sofralarında sık sık görülmeye başlıyor. Oğlak kapama adaya özgü yemeklerden biri. Yabani otlar ve zeytinyağı kullanılan başlıca malzemeler. Baharın gelmesiyle birlikte yabani ot mevsimi başlıyor. Isırgan, cibes, radika, turpotu, kazayağı, şevketi bostan adadan toplanan otların bazıları. Bunlar zeytinyağlı yemek, salata ya da börek içi malzemesi olarak kullanılıyor.

Ada tavşanı adaya özgü yabani bir hayvan. Rumlara özgü yemeklerden olan tavşan yahnisi bazı evlerde hala pişiriliyor.

Deniz kestanesine kirpi deniliyor adada. Kıyıdan ve taşlık alanlardan dalarak ya da maşa ile çıkarılan kirpiler önce ortadan ikiye ayrılıyor. Sonra deniz suyuyla temizlenerek içindeki turuncu renkli havyarı ortaya çıkarılıyor. Üzerine limon ve sirkeli sos konulduktan sonra ekmekle sıyrılarak yeniyor bu havyar.

Kalamar ve ahtapot ada mutfağında bolca kullanılan deniz ürünleri. Ada restoranlarının çoğunda kalamar kokoreç, kalamar dolma, kömürde ahtapot ızgara gibi farklı tariflerini yemeniz mümkün.

Bağlar ilk yeşermeye başladığında toplanan körpe asma yaprakları salamura yapılarak bütün yıl kullanılıyor adalı kadınlar ve restoranlar tarafından. Çiğ dolma, taze yaprağın içine malzemelerin çiğden konularak yapıldığı adaya özgü bir yemek. Sardalya balığı da asma yaprağına sarılarak ızgarada pişiriliyor.

Domates reçeli, incir reçeli, Rumlardan kalma karadut reçeli, Gelincik reçeli ve likörü de çok seviliyor. Adanın karadutu iri ve değişik bir tür.

Bozcaada restoran ve meyhaneleri

Merkezdeki restoranları limandakiler ve ara sokaktakiler diye iki gruba ayırabiliriz.

Limandakiler kale ve liman manzarasına karşı deniz kenarında yemek yiyebileceğiniz yerler. Hepsi yan yana sıralanmış, geniş ve ferah ortamları olan mekanlar. Balığınızı görerek seçiyor, nasıl pişirileceğine siz karar veriyorsunuz.

Çoğunlukla Rum mahallesinin ara sokaklarında konumlanmış restoranlar ise daha popüler ve kendilerine has lezzetler sunuyorlar.

Merkez dışında çok restoran seçeneği yok. Ayazma Plajı’ndaki restoranlar genellikle gündüz yemek için tercih ediliyor. Bağlar arasında kurulu tek kır restoranına ise sadece akşam yemekleri için gidiliyor. Ayazma Plajı’nda Koreli Restoran, Teras Ali Baba en sevilen adresler.

Gidebileceğiniz restoranlar:

Nevreste, Ali Baba Et & Balık, Yalova Restoran, Asude Ada, Asma 6, Bade-i Aşk, Asmalı Meyhane, Adabeyi Tenedos, Yakamoz Restoran, Ada’m, Thenes Restoran, Sandal Restoran, Kuşlu Restoran, Simyon Meyhane, Maya, Kuzina, Kapı 14, Cabalı Meyhane, Ela Pizza & Bistro, Hikotakis, Hasan Tefik, Güverte, Gümüş Bistro Bar, Battı Balık…

Bozcaada’nın en iyi kafe & barları

Bozcaada kafelerinde dünya mutfağından ya da yerel mutfaktan yemekler yemeniz mümkün. Meyhanelere alternatif olarak pizza ve makarna çeşitleri, hamburger, mantı, gözleme, çiğ börek gibi yiyecekler hazırlıyorlar.

Gece hayatı çok hareketli bir yer değil ada. Herhangi bir gece kulübü, disko ya da canlı müzik çalan bir yer yok. Daha çok akşam yemeği sonrasında gecenize devam edebileceğiniz sokak kafe-barları bulunuyor.

Adalılar genelde Çiçek Fırını ve Çiçek Pastanesi yerine Velidede’yi tercih ediyorlar. Kafe olarak Kahverengi Roastary, Polente Kafe, Coffee Shelter, Mozart Wine Bar, Kafe Biyer, Oda Kafe Bar, Vitamin Ada, Bozcaada Kitap Kafe, Tayyare Pizza, Pupa Kafe, Cafe at Lisa’s tutulan yerler.

Bozcaada’dan ne alınır?

Bozcaada bir üzüm ve fermante üzüm suyu adası. Her üzümün hasadı farklı tarihlerde oluyor. Dolayısıyla yaz boyunca her dönem kasa kasa üzümler ada merkezinde ya da yol kenarlarında satılıyor. Ağustos başında adanın ünlü beyaz Çavuş üzümü çıkıyor ve mevsimi yaklaşık iki hafta sürüyor. Daha sonra çıkan hoş kokulu kırmızı Kardinal, çok daha uzun süre tezgahlardaki yerini koruyor. Ayrıca üzüm, üzüm suyu, pekmez, sirke, salamura asma yaprağı, üzüm reçeli de alabilirsiniz.

Domates reçeli adada çok ünlü. Özel bir domates cinsinden yapılıyor ve içine badem konuluyor. Domates dışında incir, gelincik gibi ev reçelleri de bol bol üretiliyor adada. Kekik adada bol bulunan bir bitki. Yürüyüşe çıktığınızda bol bol alacaksınız kokusunu. Tezgahlarda kurutulmuş olarak satılıyor.

Adada azda olsa arıcılıkla uğraşılıyor ve florasındaki bol kekikten dolayı ortaya çıkan bal kekik balı oluyor. Kekik balı hoş aromasıyla değerli bir bal, bulursanız kaçırmayın!

Her Çarşamba adada açık meyve-sebze pazarı kuruluyor. Daha çok Çanakkale’nin köylerinden gelen taze sebze-meyveler, ev yapımı baklagiller, salça, zeytinyağı, yumurta bu açık pazarda bulabileceğiniz yöresel ürünler. Adada sıkça rastlayacağınız keçiler ise bu bölgeye özel keçi peynirinin kaynağı ama Ezine peynirini de alabileceğiniz yerler bulunuyor. Gelincik Şerbeti, adalı bir kafenin Bozcaada’ya kattığı lezzet. Mayıs ayında toplanan gelinciklerle yapılıyor. Konsantre halini cam şişelerde satın alabilirsiniz. Ada pastanelerinde çok lezzetli kurabiyeler yapılıyor, paket halinde alıp yanınızda da götürebilirsiniz.

Seramik işçiliğinin özgün örnekleri, bez bebekler, etnik kıyafetler, kumaş çantalar, dikkat çekiyor. Sanat Galerileri daha çok adalı sanatçıların eserlerinin satıldığı mekanlar.

0 Comments

Leave your reply